Yine Onlardı, gelenler... Gidenler, yine Onlar...-
Raks-ı kelâm vaslında pârelendi müddetim
Geldi geçti misâller vâdem seni söyledi.
Berk-î firâk çarkında gam û derde hiddetim
Eşk-i revan içinde âdem seni söyledi.
Habs-i hevâ meşkiyle can düşünce mihana
Serkeş ruhlar saklandı figan barkı nihana
Bâr-ı hazer basınca samt-ı nâlân cihana
Bir mey cebri mahâlde bâdem seni söyledi.
Fecr-i bahar füsunu dem tutunca bedenden
Zevk û sefâ gelenden mevt û cefâ gidenden
Girdâb-ı rızk cengine bilmem hangi nedenden
Nur-ı dîde tahtında yâdem seni söyledi.
Bâd-ı sermâ vurunca kahr û gazab dahliyle
Kâ’r-ı nârda tutuştu kün kâmiller cehliyle
Ecrâm ardı idrâkte seyr û sefer ehliyle
Pâ-yı türab şadında kadem seni söyledi.
Hüsn-i şebab Kurtbala gelip geçen iremdir
Sadâ-yı acz sathında bir çift nefes süremdir
Ol Mecnun’dur söyleyen ol Ferhat’tır Kerem’dir
Ey sevgili sen konuş mâdem seni söyledi.
Semâ sustu yer sustu bu dem seni söyledi!